Ziyaretcilerin Dikkatine

Arama motorlarında görünen başlık yada içerik görünmüyorsa lütfen aşağıdaki site içi aramayı kullanınız. Arama yaptıktan sonra aradığınız kelime ile ilgili başlığa tıklayıp araştırmanıza devam edebilirsiniz.

Bu Blogda Ara

5 Nisan 2008 Cumartesi

Osmanlılar da Coğrafya-8

OSMANLI DÖNEMİNDEN BUGÜNE COĞRAFYA

Yeryüzünün tamamını veya bir bölümünün; fiziki, beşeri ve iktisadi olaylarını inceleyen Coğrafya ilminin ana temasını insan oluşturur. İnsanın olduğu her yerde Coğrafya ilmi vardır. Bu nedenle, insanoğlunun dünyaya geldiği ilk insanlardan bugüne, az veya çok çevre ile ilgisi olmuştur.

Avcılık veya toplayıcılık dönemlerinde bile, insanoğlu; geçimini sürdürebilmek için, daha iyi av sahalarını veya daha verimli toplama bölgelerini araştırmaya yönelmiştir. Böylece, belki farkında olmadan Coğrafya ilmi ile meşgul olmuş ve kazandığı tecrübe ve bilgilerini nesilden nesile aktarmaya devam etmiştir.

Coğrafya ilmi ile ilgili bilinen en eski belge, M.Ö. 2400 veya 2700 yıllarında Babilliler tarafından, Babil çevresini gösteren taslak haritadır. Anlatım yolu ile Coğrafya ilmine ait bilgiler veren Heredot, M.Ö. 484-426 tarihlerinde yaşamıştır. Bodrum doğumlu olan Heredot, Libya kıyılarından Güney Avrupa'ya oradan Hindistan'a kadar olan geniş bölge hakkında ayrıntılı bilgiler veren dokuz ciltlik eser yazmıştır.

Eskiçağ’dan Ortaçağ’a, Coğrafya ilmindeki gelişmeler devam etmiş, ancak bu konudaki araştırmalar daha ziyade İslam Coğrafyacıları tarafından yürütülmüştür. Mesudi, Biruni, İdrisi, İbn Batuta, İbn Haldun bunlardan bazılarıdır.

Yeniçağ’a geçerken, coğrafi alanda büyük bir reform denilebilecek Büyük Coğrafi Seyahatler gerçekleşmiş ve Yeni Dünya karalarının tanınması gerçekleşmiştir. Osmanlı dönemindeki Coğrafi araştırmalar, işte bu çağa rastlar. Piri Reis (1470-1554), Katip Çelebi (1608-1652) ve Evliya Çelebi (1611-1682)'nin başını çektiği bilim adamları, Osmanlı Coğrafyacıları olarak bilinir.

Dünya Yeniçağ'ı geride bırakıp, Yakınçağ'a geçerken, Büyük Coğrafya Seyahatlerinin devamı niteliğini taşıyan, Avrupalı seyyahların yeniden seyahatlerine başladıkları ve coğrafi araştırmaların Okyanusya ve Antarktika’ya yöneldiğini görmekteyiz. 1953 yılında Everest Tepesi'ne ulaşılması ve 1960 yıllında Büyük Okyanus'un en derin noktasının Marian Çukurluğu olduğu tesbit edilmesinden sonra, Dünya üzerindeki araştırmaların kısmen tamamlandığı kabul edilmiş ve uzay yolculukları ve derin deniz araştırmalarına doğru bir yönelme gözlenmiştir. 1957'de başlanan Uzay Araştırmaları, 16 Temmuz 1969 yılında ilk insanlı Ay yolculuğu ile, Coğrafya ilminin çalışma sahasını genişletmiş ve önce İnsanın gidebildiği her yer, Coğrafya ilminin çalışma bölgesi olarak görülmeye başlanmıştır.

Bugün artık Coğrafya ilmi metot ve ilke olarak; Büyük Coğrafya Seyahatleri gibi gezi ilmi yerine, araştırma gezilerinin yanında, sebep-sonuç, dağılış ve bağlantı ilkelerini de geliştirerek çok geniş boyut kazanmış ve sonuçta modern coğrafya doğmuştur.

Coğrafi Seyahatlerden Modern Coğrafya'ya doğru geçişte, Osmanlı döneminde de belirgin gelişmelerin olduğu görülmektedir. Özellikle Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde, Coğrafya ilmi ile ilgili dikkate değer gelişmelerin olduğu bilinmektedir. Osmanlı döneminden genç Türkiye Cumhuriyeti'ne doğru geçişte, kısmen duraksamış gibi görülen Coğrafya ilmi, kısa sürede gelişme göstererek, eksisiyle artısıyla, bugünkü seviyesine ulaşmıştır.

Bu bildiride, Coğrafya ilminin eski çağlardan bugüne olan gelişmesi yerine, sadece Osmanlı döneminden bugüne kadar olan gelişmeler üzerinde durulacaktır. Bildirinin amacı, bu konuda ayrıntılı bir araştırma sunmak değil, Osmanlı döneminden bugüne coğrafya alanındaki gelişmeleri satır başlarıyla özet olarak ele almak ve bundan sonraki Tarihi Coğrafya araştırmalarına ışık tutmaktır. Diğer bir ifadeyle, Coğrafya alanında geçmişten aldığı ışığı, önce bugüne ve daha sonra geleceğe taşımaktır.

GEOGRAPHY, FROM OTTOMANS TO THE PRESENT TIME

Prof.Dr.Ramazan ÖZEY

Abstract

Geography’s main theme is human, because it is the study of the physical, human and economical phonemenon of the earth. Geography exists wherever there are humans. So that, since man has first appeared on the earth, he has been interested in geography. Even through his hunting and collecting period man has searched for more productive places and better hunting sites. In this way man has unconsciously death with geography, and has passed on his experience and knowledge to following generetions.

The earliest geographical document is the sketch map, which was prepared in 2700 B.C. or 2400 B.C by Heredotus, illustrating the vicinity of Babylon. Heredotus, who lived in 484-426 B.C., was born in Halicarnosus, and gives detailed information about southern Europe and the large area between Europe and India in his 9- volume book.

0 yorum: