Ziyaretcilerin Dikkatine

Arama motorlarında görünen başlık yada içerik görünmüyorsa lütfen aşağıdaki site içi aramayı kullanınız. Arama yaptıktan sonra aradığınız kelime ile ilgili başlığa tıklayıp araştırmanıza devam edebilirsiniz.

Bu Blogda Ara

5 Nisan 2008 Cumartesi

Osmanlılar da Coğrafya-7

Ortaöğretimde Coğrafya Eğitimi ve Öğretimi ile İlgili Sorunlar

Bugünün Türkiye’sinde, ortaöğretimde müşterek bir çok sorun bulunmaktadır. Ancak bu sorunlar, ayrıntıya inildiğinde, her bir bilim dalındaki aksaklıkların birikmesi olduğu görülür. Bu sebeble, ortaöğretimin sorunlarına çözüm aramak için, ayrıntıya inmek gerekir. Orta öğretimde sorunlar yumağında, coğrafya dersi ile ilgili olanlar, hayli fazladır. Bunun fazla oluşu, bu bilimin güncel, değişken ve uygulamalı olmasından kaynaklanır. Bugün Orta öğretimde coğrafya eğitimi ve öğretimi ile ilgili sorunlar ve çözümler ana başlıklar altında şu şekilde sıralanabilir.

1. Coğrafya ilmi ülke kalkınmasında önemli rol oynayan bir bilimdir. Çünkü, Coğrafya ilmi, uygulamalı bir bilimdir. Uygulama alanı bir bölge veya ülke olan coğrafya, uygulandığı bölge veya ülkenin planlaması ve kalkınmasında önemli rol oynar. Ülke arazisinin düz veya engebeli olup olmadığı, iklim özellikleri ile insan hayatı ilişkileri, toprağın tarımsal özellikleri, yeraltı ve yerüstü zenginlikleri gibi kısacası doğal, beşeri ve ekonomik olayların dağılışları, sebeb ve sonuçları ile birbirleri arasındaki bağlantıları inceleyen coğrafya, ekonomik kalkınmanın belkemiğini oluşturur. Öte yandan ülkenin tüm doğal güzelliklerini, sosyal çeşitliliklerini ve ekonomik zenginliklerini ortaya koyarken, coğrafya; öğrenen insana, engin bir ülke sevgisi aşılar. Dünyayı ayrıntılı bir şekilde incelemesi bakımından coğrafya, siyasi ve askeri alanda önemli bir rol oynar. Tarih sahnesinde askeri yenilgilerin altında, mutlaka coğrafi olayların gözardı edilmesi yatar.

Coğrafya ilminin öneminden dolayı, geçmişten günümüze tüm dünya ülkelerinde olduğu gibi, Osmanlı döneminden bugüne, orta öğretimde coğrafya dersleri zorunlu dersler arasında okutulagelmiştir. Ancak cumhuriyet döneminin son yıllarında uygulanan ders geçme ve kredili müfredat programlarında, coğrafyanın önemi gözardı edilmiştir. Sözkonusu bu programa göre, Meslek liselerimizin çoğunda coğrafya dersleri kaldırılmış, lise fen bölümlerinde seçmeli ders konumuna getirilmiş ve genel olarak coğrafya ders kredileri azaltılmıştır. Ancak bu pogramın aksak yönleri sonradan görülmüş ve ortaöğretimde yeniden sınıf geçme esası getirilmeye başlanmıştır. Bu değişikliklerden de anlaşılacağı üzere, cumhuriyet döneminde, ortaöğretim ders programlarında sık sık değişikliğe gidilmiştir. Her yapılan değişiklik, özellikle ülke sevgisinde önemli rol oynayan coğrafya ilminde ve dolaysıyla eğitim camiasında derin yaralar açmıştır.

Bu sebeblerden ötürü geçmişte olduğu gibi bugün de, ülke yönetiminde görev yapacak tüm yetkililerin ülkesini ve dünyayı iyi tanıması gerekir. Bunun için de, ortaöğretim gören tüm öğrencilerin alan ayrımı yapılmaksızın zorunlu olarak, coğrafya okuması şarttır.

2. Ortaöğretimde Coğrafya Eğitimi ve Öğretimi ile ilgili sorunlardan bir diğeri, öğretmenlik mesleği ile ilgilidir. Bugün için öğretmenli mesleğinin hemen hemen hiç bir cazibe tarafı kalmamıştır. Her yıl öğretmenliği cazip bir meslek haline getireceklerini belirten ilgililer, ne yazıkki bu sorunu sadece 24 Kasım öğretmenler gününde hatırlamaktadırlar. Öğretmenler Günü kutlamalarında söylenen birkaç tatlı söz ile öğretmenlerin sorunları çözümlenmeye çalışılmaktadır. Oysa eğitim söz değil, icraat işidir. İcraat yapılamayınca, her geçen yıl öğretmenlerin maddi ve manevi durumları daha da kötüye gitmektedir. Bu tehlikeli gidişe mutlaka vakit kaybetmeden bir dur diyen çıkmalıdır. Öğretmenlik mesleğinin kutsallığı, sadece sözlerle değil, akılcı ve gerçekçi icraatlarla doğrulanmalıdır. Aksi takdirde sorunlar yumağı haline gelen eğitim, büyük bir açmaza girecektir.

3. Ortadereceli okullardaki coğrafya öğretmenlerini yetiştiren yüksek okullar, Eğitim Fakülteleri, Dil ve Tarih-Coğrafya, Edebiyat, Fen- Edebiyat Fakülteleri’nin coğrafya bölümleridir. Bugün için orta dereceli okullarımızda coğrafya derslerinin bir kısmı, meslek dışı öğretmenleri tarafından yürütülmektedir. Buna karşılık, yeni mezun olan coğrafya öğretmen adayları, sınıf öğretmeni olarak atanmaktadır. Bu sorun acilen çözümlenmeli ve coğrafya bölümü mezunları, branş öğretmeni olarak atanmalıdır.

4. Bugün Ortadereceli okullarımızda okutulan coğrafya ders kitapları, özet bilgileri içermektedir. Çünkü, ders kitablarında sayfa sınırlandırması getirilmektedir. 150 ile 220 sayfa arasında hazırlanması istenen bu ders kitaplarının, 1/3’ini fotoğraflar, 1/3’ini harita ve grafikler doldurmaktadır. Öte yandan önsöz, içindekiler, yararlanılan kaynaklar ve diğer zorunlu yazılarla kitabın % 70’e yakını doldurulmaktadır. Geri kalan 50-60 sayfa içinde, bir yıl boyunca okutulacak coğrafi bilgiler bulunmaktadır. Sözkonusu bu sayfalarda, konu planı, hazırlık soruları, ödev soruları ile doldurulmakta, yalın metin olarak sayfa adeti 25-30 sayfaya düşürülmektedir. İnanın bir öğretmen, ders kitabını değilde, öğrencilerine ders notu tuttursa, bir yıl boyunca 100 sayfaya yakın ders notu yazdırır. Hakkıyle eğitim ve öğretim yapmak isteyen bir öğretmen çok zorluk çekmektedir. Çünkü öğretmenler ders anlatırken, ders konusunu sadece kitaba bağlı olarak anlattığı takdirde, konu 5 dakikadan daha az bir sürede bitmektedir. Ders saatini doldurmak amacıyla öğretmenler aynı konuyu kitaptan ders boyunca, sınıfın bütün öğrencilerine ayrı ayrı okuttuğu halde, ders saatinin yarısını dolduramamaktadır. Diğer yarısı ise şamata ve gırgır ile doldurulmaktadır. Bu durum son derece düşündürücüdür. Bu düşündürücü durum, ortaöğretim için hazırlanan coğrafya ders kitablarında gözönünde tutulmalıdır. Bunun için de, Milli Eğitim Bakanlığı, coğrafya kitabları hazırlama şartlarını yeniden gözden geçirmeli, harita, grafik, fotoğraf ve ödev soruları, kitap sayfasının dışında tutulmalıdır.

5. Coğrafya derslerinde yaşanan bir diğer çarpıklık sınavlarda yaşanmaktadır. Öğrenciler, 25-30 sayfayı ancak bulan ders notunun, birinci dönemde ilk sınavlarını 5-10 sayfadan olmaktadır. 5-10 sayfalık bilgileri ezberleyen ve çok yüksek not alan bir öğrenci, kitabın geri kalan kısmını okumasa da sınıfını geçebilmektedir. Velevki birinci dönem zayıf almış olsa bile, toplam 30 sayfayı bulmayan metin kısmını oluşturan özet bilgileri okurken tekrar özet çıkarmakta ve alınan bilgiler özetin özetini teşkil etmektedir. Sonuç olarak, orta öğretimdeki coğrafya öğretmenleri, öğrencilerine bu özetin özeti olan dar ve kısır bilgileri, test yoluyla imtihan etmekte ve öğrencileri ezberciliğe yönlendirmektedir. Özetin özetini içeren bilgiler, dağ, şehir, nehir adlarından ibaret olacaktır. Bu adlar, sadece bulmaca çözmede yardımcı olur. Coğrafya, bulmaca bilimi olmaktan çıkarılmalıdır. Sonuç olarak, coğrafya dersleri, ezberci bir sistemin dışına çıkarılmalıdır.

Bugün, ortaöğretim ders kitapları hazırlanırken, Sultan II.Mahmut (1808-1839) dönemindeki ders kitaplarındaki uygulanan kısaltma metodu yeniden uygulama aşamasına getirilmiştir. Bu uygulamadan derhal vazgeçilmelidir. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan ortaöğretim coğrafya ders kitaplarındaki sayfa ve konu sınırlandırmaları derhal kaldırılmalıdır. Bundan böyle hazırlanacak olan ders kitapları, oldukça hacimli hazırlanmalıdır. Çünkü yorum yapmak ve akıl yürütmek, ancak hacimli kitapları okumakla mümkün olur. Ortaöğretim coğrafya programları hazırlanırken, bu alanda akademik olarak yetişmiş bilim adamlarının görüşleri alınmalıdır.

6. Coğrafya, bir uygulama bilimidir. Teorik bilgilerin uygulama aşamasına getirilmesi şarttır. Coğrafya’nın konusunu yeryüzü teşkil eder. Uygulama sahası da yeryüzüdür. Bu sebeble, coğrafya dersi işlenirken, mutlaka arazi çalışmalarına önem verilmelidir.Oysa ortaöğretim programlarında, arazi uygulamalarının yapılması için, geçmiş dönemlerde ayrılan ödeneklerin tümü kesilmiştir. Böylece uygulama bilimi olan coğrafya dersleri teorik hale getirilmiş ve okul dersanelerine hapsedilmiştir. Gerçekçi ve yararlı bir eğitim ve öğretim yapılabilinmesi için, coğrafya derslerinin uygulama yapılması ve bunun için Milli Eğitim bütçesinden ortaöğretim kurumlarına “Arazi Tatbikatı Ödeneği” verilmesi gerekmektedir.

7. Cumhuriyet döneminin ilk dönemlerinde tüm ortaöğretim kurumlarında birer coğrafya odaları vardı. Bu odalarda, çeşit çeşit duvar haritaları, küreler, kabartma haritaları, slayt, film, epidiyaskop gibi görsel aletler ve bunların gereçleri bulunuyordu. Coğrafya öğretmenleri, derse girmeden önce coğrafya odalarına uğrar, ders konusu için gerekli olan tüm araç ve gereçleri alır, dersi görsel olarak anlatırdı. Ancak bugün bu odaların çoğu bakımsızlık ve ilgisizlik yüzünden çoğu harap oldu ve dersane sıkıntısı yüzünden çoğu coğrafya odaları iptal edildi. Yeni yapılan ortaöğretim kurumlarında ise, böyle bir odanın gerekliliği daima gözardı edildi. Dolaysıyla bugün ortaöğretim kurumlarımızda, coğrafya dersleri ruhsuz, zevksiz ve öğreticilikten uzak bir şekilde ezbere işlenmektedir. Bu da coğrafya ilminin özüne ters düşmektedir. Bu sebeble modern bir eğitim için, mutlaka coğrafya odalarına büyük ihtiyaç vardır. Bu ihtiyaç vakit geçirilmeden giderilmelidir.

8. Osmanlı İmparatorluğu’nun Tanzimat döneminden itibaren başlayan paralı eğitime geçiş ve özel okul furyası, bugün de yaşanmaktadır. Eğitim alanında, Tarih sanki yeniden tekerrür etmektedir. Bugün, ülkemizde özel okulların hızla gelişmesi, özellikle yetişmiş eğitim elemanı açısından devlet okullarına büyük darbeler indirmiş ve devlet okulları laşkalaşmış ve Milli Eğitimimiz sorunlar yumağı haline getirilmiştir. Sorunun çözümü gayet basittir. Bunun için, tarihe bakmak ve tarihten ders almak gerekmektedir. Eğitim sistemimiz, Osmanlı döneminin gelişme dönemindeki sisteme uyarlanmalı ve çağın yenilikleriyle yeniden donatılmalıdır. “Devlet okulu - Özel okul” ayrımına son verilmelidir. Devlet okullarının tamamı yarı özelleştirilmeli, öte yandan özel okulların statüleri yeniden gözden geçirilmelidir. Yani eğitim kurumlarının tüm giderleri, zaman zaman devletin maddi desteğini de alan, halk tarafından oluşturulacak “Eğitim Vakıfları”na yüklenilmelidir. Ancak tüm okulların eğitim sistemleri, devlet tarafından düzenlenmeli ve eğitim gerçekten millî olmalıdır. Devlet-Millet kaynaşması ile oluşturulacak eğitim kurumlarında, engin bir yurt sevgisi aşılayan ve dünya ufkunu genişleten Coğrafya derslerine ağırlık verilmelidir.

Bugün ortaöğretim kurumlarımızda, coğrafya eğitim ve öğretiminde görülen sorunlar, ülkenin içinde bulunduğu genel ekonomik kalkınma ile yakından ilgilidir. Osmanlı döneminin ekonomik olarak üstün olduğu dönemlerde, eğitim ve öğretim altın çağını yaşamıştır. Cumhuriyet döneminin ilk yıllarından, eğitim ve öğretime büyük ağırlık verilmiş ise de, özellikle son yıllarda devletin genel bütçesinden eğitim ve öğretime ayrılan pay iyice azaltılmıştır.

Bugün, eğitim ve öğretimde yapılan kısıtlamalar, ülke ekonomisinde yaşanan sıkıntılara maledilmektedir. Ancak kalkınmaya hiçbir katkısı olmayan kalemlere, sınırsız harcamalar yapılmakta ve ülkenin içinde bulunduğu ekonomik bunalım gözardı edilmektedir.

Eğer gelecekte, kalkınmış bir Türkiye görülmek isteniyorsa, bugünün yöneticileri; eğitim ve öğretimin tüm sorunlarına acil çözümler üretmelidir. Başta eğitim ve öğretim alanında uyguladıkları tüm kısıtlamaları kaldırmalı ve modern dünyanın modern eğitim ve öğretim seviyesini yakalamalıdırlar.

0 yorum: